Trabzon Gündem

Prof. Dr. Celal Sancar: “Kentsel Dönüşüm, Plansız Kentleşmenin Zorunlu Sonucudur”

TMMOB Mimarlar Odası Trabzon Şubesi tarafından Dünya Mimarlık Günü kapsamında düzenlenen panelde “Kentsel Dönüşüm Uygulamaları” başlıklı sunum yapan Prof. Dr. Sancar, Türkiye’deki kentleşme sürecinin tarihsel arka planına değindi.

“Kırdan Kente Göç Planlı Yönetilemedi”

Kentsel dönüşümün gerekliliğini anlatan Prof. Dr. Sancar, Türkiye’de 1950’lerden itibaren başlayan kırdan kente göçün planlı bir şekilde yönetilemediğini belirterek şunları söyledi:

“Kırdan kente göç kavramını çok planlı ve programlı geliştiremedik. Her ne kadar planlı dönemlerde stratejiler oluşturulmuş olsa da uygulama aşamasında ciddi problemler yaşadık. Kentler bu hızlı göç hareketine hazırlıksız yakalandı ve insanlar kendi çözümlerini üretmeye başladı. Bu da gecekondulaşmayı beraberinde getirdi.”

“Karadeniz Sahil Yolu Kıyı Yerleşimini Şekillendirdi”

Prof. Dr. Sancar, Trabzon’un kent dokusunun oluşumunda Karadeniz Sahil Yolu’nun belirleyici rol oynadığını vurguladı:

“1938 yılında yapılan Lambert Planı’ndan sonraki en önemli kırılma, 1950’li ve 60’lı yıllarda kıyıdan geçirilen devlet yoludur. Bu tercih, kentleşme desenini tamamen değiştirdi. Kıyı yerleşimleri sahil yoluna çekildi ve bugün Samsun’a kadar uzanan bütünleşik bir şehir dokusu ortaya çıktı.”

“Karadeniz’de Gecekondu Yok Ama Kaçak Yapı Çok”

Doğu Karadeniz’de gecekondu kültürünün yaygın olmadığını ancak özel mülkiyet yapısı nedeniyle kaçak yapılaşmanın yoğun olduğunu belirten Sancar, bu durumun kentsel dönüşüm ihtiyacını artırdığını söyledi:

“Trabzon ve Karadeniz Bölgesi’nde klasik anlamda gecekondu yoktur. Ancak imar aflarıyla birlikte, plan dışı ve ruhsatsız yapılaşma süreci günümüze kadar geldi. Bu alanlarda dönüşüm kaçınılmaz hale geldi.”

“Dönüşüm, Kentin Kimliğine Uygun Olmalı”

Kentsel dönüşümün yalnızca yapı yenilemek değil, kent kimliğini koruyarak yaşam kalitesini yükseltmek anlamına geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Sancar, şu ifadeleri kullandı:

“Kentsel dönüşüm; altyapı yetersizlikleri, yapı stoğunun riskleri, sosyal çöküntü alanları ve fiziksel köhneme nedeniyle zorunlu hale gelmiştir. Ancak bu süreç, kentin dokusuna, estetiğine ve kimliğine uygun şekilde yürütülmelidir. Yerinde dönüşüm anlayışıyla, yerel aidiyeti ve yaşam kalitesini artıran bir model benimsenmelidir.”

“Planlama Yerel İhtiyaçlara Göre Şekillenmeli”

Prof. Dr. Sancar, dönüşüm projelerinde matematiksel yoğunluk hesaplarından ziyade mekânsal ihtiyaçların dikkate alınması gerektiğini belirtti:“Bugün dönüşüm projelerinde yerel ihtiyaçlardan çok ekonomik talepler ön planda tutuluyor. Oysa dönüşümün temelinde insan yaşamını kolaylaştırmak, kentle bağ kurmak ve sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmak olmalı.”