Galaksinin merkezindeki gizemli ışık “karanlık maddenin” izi olabilir
“Karanlık madde evreni domine ediyor ve galaksileri bir arada tutuyor. Onu tespit etmek için sürekli yeni yollar arıyoruz. Samanyolu’nun merkezindeki bu fazla gama ışığı, elimizdeki ilk ipucu olabilir.” diyor araştırmacılardan, Johns Hopkins Üniversitesi’nden astrofizikçi Prof. Joseph Silk.
2009’DAN BERİ ÇÖZÜLEMEYEN GİZEM
Bilim insanları bu esrarengiz ışımayı ilk kez 2009 yılında NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu verilerinde fark etmişti. “Galaktik Merkez GeV Fazlası (GCE)” olarak adlandırılan bu parıltının kaynağı o zamandan beri tartışma konusu.
İki ana aday var: İlki, evrendeki görünmeyen kütlenin kaynağı olan karanlık madde. Teorik olarak, “zayıf etkileşimli devasa parçacıklar” (WIMP) adı verilen bu maddeler çarpıştığında birbirini yok eder ve ortaya gama ışınları saçan enerji patlamaları çıkar.
Diğer olasılıksa milisaniye pulsarları: süpernova patlamasıyla çökmüş dev yıldız çekirdeklerinin, saniyede yüzlerce kez dönen aşırı yoğun kalıntıları. Bu pulsarlar, dönüşleri sırasında radyo dalgaları, X-ışınları ve gama ışınları yayıyor.
‘KUTU ŞEKLİNDEKİ’ PARILTI KARANLIK MADDEYE İŞARET EDEBİLİR
Samanyolu’nun merkezinde yaşlı yıldızların oluşturduğu çıkıntı “X” şeklinde bir yapıya sahip. Bu, pulsarların dağılımına karşılık geliyor. Oysa karanlık madde teorisine göre galaktik hale genellikle küresel biçimde olmalıydı. Eğer parıltı kutu biçimindeyse pulsarların, küreselse karanlık maddenin eseri olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni araştırma bu ayrımın sanıldığı kadar kesin olmadığını gösterdi.
Almanya’daki Leibniz Astrofizik Enstitüsü’nden Moorits Mihkel Muru liderliğindeki ekip, süper bilgisayarlarla Samanyolu benzeri galaksilerin milyarlarca yıllık evrimini simüle etti. Sonuçta, Samanyolu’nun karanlık madde halosu zamanla galaksi birleşmeleri nedeniyle biraz yassılaştı. Yani karanlık madde parıltısı da kutu biçiminde görünebilir.
Bu da, parıltının kutu şeklinde olmasının pulsarlarla sınırlı olmadığını, karanlık maddeyle de açıklanabileceğini ortaya koydu.
KARANLIK MADDEYE KÜÇÜK BİR AVANTAJ
Araştırmacılara göre, gama parıltısının biçimi, yoğunluğu ve spektrumu açısından her iki senaryo da “eşit derecede olası”, ancak pulsar sayısındaki eksiklik nedeniyle karanlık madde açıklaması bir adım önde.
Yine de veriler tamamen kesin değil. Bazı gözlemler, parıltının noktasal kaynaklar (pulsarlar) gibi hafif “benekli” bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Karanlık madde ise daha düzgün, homojen bir ışımaya neden olurdu. Bilim insanları bu küçük ölçekli farklılıkların gelecekteki gözlemlerle netleşeceğini düşünüyor.
CEVAPLAR GÖKYÜZÜNDEKİ YENİ TELESKOPLARDAN GELECEK
Yakında faaliyete geçecek olan Cherenkov Teleskop Dizisi (CTA) ve Güney Geniş Alan Gama Işını Gözlemevi, bu gizemi çözmede kilit rol oynayacak. “Yeni veriler bir teoriyi doğrulayabilir ya da her şeyi daha da gizemli hale getirebilir. Her iki durumda da, evrenin en karanlık sırrına biraz daha yaklaşmış olacağız.” diyor Silk.