Futbolda “Şike” Tartışması Yeniden Gündemde
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama sonrası gelen tepkiler dikkat çekerken, Fenerbahçe’de başkanlık görevine seçilen Saadettin Saran’ın geçmişte benzer ifadeler kullanmış olması kamuoyunda karşılaştırmalara yol açtı.
Ahmet Metin Genç’in açıklamaları gündem olmuştu
Trabzonspor’un, Süper Lig’in son haftalarında Fenerbahçe ile oynadığı karşılaşmada Paul Onuachu’nun attığı bir golün VAR kararıyla iptal edilmesi sonrası, Trabzon cephesinden çeşitli eleştiriler gelmişti.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, iptal edilen golle ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
❝VAR’ın çağırması yanlış, bence faul bile değil. Şike hâlâ devam ediyor.❞
Bu çıkışının ardından Genç’e özellikle Fenerbahçe camiası ve Başkan Ali Koç cephesinden yoğun eleştiriler yöneltilmişti.
Fenerbahçe’de Saadettin Saran dönemi başladı
Öte yandan Fenerbahçe Spor Kulübü Olağan Seçimli Genel Kurulu’nda, mevcut başkan Ali Koç’un aday olmadığı seçimde iş insanı Saadettin Saran, kongre üyelerinin oylarıyla kulübün yeni başkanı seçildi.
Saran’ın geçmişte, 2012 yılında yaşanan “şike davası” sürecine ilişkin bir televizyon programında “Şike vardı” ifadesini kullandığına dair görüntüler sosyal medyada yeniden gündeme geldi.
Bu durum, kamuoyunun bazı kesimlerinde iki farklı olay arasında karşılaştırmalara ve eleştirilere neden oldu.
Kamuoyunda ikili tepkiler
Bir yanda, şike iddiasını dile getiren Trabzonlu bir siyasetçiye gösterilen tepki; diğer yanda aynı konudaki geçmiş beyanları gündeme taşınan bir ismin kulüp başkanı olarak seçilmesi, futbol yorumcuları ve sosyal medya kullanıcıları arasında “çifte standart” eleştirilerine yol açtı.
Ancak her iki olayda da kulüplerden veya Türkiye Futbol Federasyonu’ndan resmî bir açıklama yapılmadı.
Arka plan: 2012 yılı ve şike davası
2011-2012 sezonunda kamuoyunu meşgul eden ve hukuki boyutları olan “şike davası” süreci, Türk futbolunda uzun yıllar süren tartışmaların merkezinde yer aldı. Süreç boyunca çeşitli yöneticiler, futbolcular ve kulüp başkanları farklı açıklamalarda bulunmuş; davanın sportif ve cezai sonuçları Türk futbol tarihine damga vurmuştu.