Bel Fıtığında Erken Tanı ve Tedavi Yaşamı İyileştirir
BEL FITIĞI TOPLUMDA SIK GÖRÜLÜYOR
KTÜ Farabi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Çakır, bel fıtığının her yaş grubunda görülebilen yaygın bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekiyor. Omurga kemikleri arasındaki disklerin yaşlanma, travma ve aşırı yüklenme gibi nedenlerle yıpranması sonucunda diskin içteki jelimsi kısmı dışarı taşarak sinirler üzerinde bası oluşturabiliyor. Bu bası; bele ve bacaklara yayılan ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kas güçsüzlüğü gibi yakınmalara yol açabiliyor. Özellikle öne eğilme, öksürme, hapşırma gibi hareketlerle ağrının artması tabloyu belirginleştiriyor.
CİDDİ BULGULARDA VAKİT KAYBETMEYİN
Belirtiler her zaman aynı şiddette seyretmiyor. Prof. Dr. Çakır, ani gelişen belirgin kas güçsüzlüğü, idrar tutamama, belirgin his kaybı gibi bulguların acil başvuru gerektirdiğini vurguluyor. Bu durumlar sinir basısının kritik düzeye ulaştığının göstergesi olabiliyor ve gecikme kalıcı sorun riskini artırıyor.
RİSK FAKTÖRLERİ VE ÖNLEYİCİ ADIMLAR
Yaşla birlikte diskte su içeriğinin azalması doğal yıpranmaya zemin hazırlıyor. Bunun yanı sıra ağır yük kaldırma, uzun süreli oturma, hareketsiz yaşam, duruş bozuklukları, obezite ve sigara kullanımı da riskleri yükseltiyor. Yanlış kaldırma teknikleri ve mesleki zorlanmalar diskin dış halkasında mikro yırtıklara yol açarak fıtıklaşmayı tetikleyebiliyor. Günlük yaşamda doğru duruşu korumak, düzenli egzersiz yapmak, bel–karın kaslarını güçlendirmek ve fazla kilolardan uzak durmak korunmada temel stratejiler arasında.
DOĞRU ERGONOMİ İLE BELİ KORUYUN
Çalışma masasının yüksekliği, sandalyenin bel desteği, ekran konumu ve mola aralıkları bel sağlığı için belirleyici. Eşyayı kaldırırken dizleri bükmek, yüke yaklaşmak ve gövdeyi döndürmeden hareket etmek bel üzerine binen yükü belirgin azaltıyor.
TANI SÜRECİ KİŞİYE ÖZEL PLANLANIR
Bel fıtığı tanısında ilk adım ayrıntılı öykü ve nörolojik muayenedir. Muayeneyi desteklemek üzere manyetik rezonans görüntüleme çoğu vakada tercih edilir. Bazı durumlarda bilgisayarlı tomografi ve sinir iletim çalışmaları (EMG) da yararlı olabilir. Amaç, sinir basısının düzeyini ve ciddiyetini saptayarak kişiye özel bir yol haritası çizmektir.
TEDAVİDE BASAMAKLI YAKLAŞIM
Hastaların önemli bir kısmında başlangıç tedavisi istirahat prensiplerine uyan günlük düzenlemeler, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar, bel okulu eğitimi ve fizik tedavi uygulamaları ile planlanır. Uygun hastalarda hedefe yönelik enjeksiyonlar (epidural steroid gibi) da ağrı kontrolüne katkı sağlayabilir. Amaç, ağrıyı azaltırken kas gücünü ve fonksiyonelliği geri kazanmaktır.
NE ZAMAN CERRAHİ GÜNDEME GELİR
İlaç ve fizik tedaviye rağmen şiddetli ağrı ve nörolojik bulguların sürdüğü, belirgin güç kaybının geliştiği ya da mesane–bağırsak fonksiyonlarında bozulmanın eşlik ettiği durumlarda cerrahi seçenekler değerlendirilir. Prof. Dr. Çakır’a göre, cerrahinin temel hedefi sinirler üzerindeki basıyı ortadan kaldırmaktır. Mikroskop veya endoskop destekli minimal invaziv tekniklerle sinir kanalına ulaşılıp fıtıklaşan disk parçası çıkarılır; böylece sinir dokusu rahatlatılır ve hastanın günlük yaşama ağrısız dönüşü amaçlanır.
AMELİYAT SONRASI İYİLEŞMEYİ HIZLANDIRAN ADIMLAR
Cerrahi sonrası birçok hasta kısa sürede mobilize edilebilir. Yara bakımı, ilaç kullanımı ve kontrol randevularına uyum sürecin sorunsuz ilerlemesi için kritik önemdedir. Zorlayıcı hareketlerden kaçınmak, doktorun önerdiği korse ve egzersiz programını uygulamak, sigara gibi iyileşmeyi geciktiren alışkanlıklardan uzak durmak iyileşme hızını artırır. Gerektiğinde fizik tedavi ve rehabilitasyon desteği ile kas dengesinin güçlendirilmesi uzun dönem başarısını destekler.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ UZUN VADEDE KORUR
Bel fıtığı tekrar riskini azaltmak için düzenli yürüyüş, yüzme ve core egzersizleri önerilir. Uzun süreli oturmaları küçük aralarla bölmek, dizleri hafif bükerek uyumak, yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmak ve ağır çantalardan uzak durmak günlük koruyucu önlemler arasındadır.

Bel fıtığında erken tanı ve kişiye özel tedavi yaklaşımı, ağrıyı kontrol altına almanın ve yaşam kalitesini yükseltmenin anahtarıdır. Uzman hekim değerlendirmesi olmadan gelişigüzel uygulamalardan kaçınmak, uygun zamanda doğru tedaviye yönelmek çoğu hastada etkin ve kalıcı iyileşme sağlar.